28.12.08

Kayıp Bedenler --_2_-

Karanlığın kayıp sayfalarında ışık saçan kaleminin sertçe yazmasını dilediğim anlar heyecan duyduğum kayıp zamanlardı.. adımı sayıkla kayıp beden.. kaybolmuşluğun zinciri ellerimdeyken, arayışının önümde diz çöküp yalvarmasını izliyorum. Sıkıcı bir dialoğun zamanın üzerinden geçmesi gibi adlandırılması değildi bu durum.. Anlamların çarpıştığı ender dakikalardandı. Zamanını boşa harcama ihtiyar. Duygu yoksulluğu seni iyice yıpratmış dipsiz zaman çizgileri yüzünü harcamış... Elinde kocaman kırmızı bir elma tutan yaşlı bir bilge kulağına şunları fısıldadı.. " Daha ne kadar düşüneceksin.. düşünceler ırzına geçerken zevkten kendini mi kaybettin?"

Devam etti...

"Onu sadece çizgiler ve renkler oluşturuyordu.. o sadece bunları beyaza yansıttı.. beyaz da renkle buluşarak o oldu..

Dünyanın ve hayatın tüm karmaşasından kurtarmışken kendini.. düşünmeden uzak, koru kendini koruyabildiğin kadar..

Hiçbirzaman bitmez karmaşa, sen düşündükçe devam eder. Kimileri büyütür kalbinde taşır karmaşayı, kimi Dünya'yı kurtarmak için kendini ateşlere atar. Sonu üzüntü ve hayal kırıklığının ötesine gitmez, gidemedi hiç. inanmadım... inanma sende, kurtarılmış bölgendeki benliğini koru yeter..

Çizgiler, renkler, notalar eşlik ettikçe sana, kimse giremez o bölgeye, girmesin.. İçini içimle biçimlendirirken yeşil tanrı...saatlerım hep beyazını yeşil geçicek... yeşil adam..."